Size yaşlanmayı tersine çevirebilecek bir formül olduğunu söylesek inanır mısınız? Bilim insanı, uzun yıllar süren çalışmaların sonunda tıpta çığır açacak bir projeye imza attı. Gelin detayları birlikte inceleyelim ?
Kaynak: https://time.com/6246864/reverse-agin…
Son zamanlarda bilimde bir atılım oldu.
Genetik profesörü ve Harvard Tıp Okulu Paul F. Glenn Yaşlanma Biyolojisi Araştırma Merkezi’nin eş direktörü Dr. David Sinclair ve meslektaşları, 13 yıllık araştırmalarının ardından nihayet yaşlanmayı neyin tetiklediği sorusunu yanıtladı.
12 Ocak’ta Cell’de yayınlanan bir çalışmada David Sinclair, yaşlanmayı hızlandırabilen veya tersine çevirebilen “hücrelerin yaşlanma saatini” tanımladı.
Yaşlanmayı inceleyen bilim adamları ilk önce hücrelerde yaşlanma sürecini neyin yönlendirdiğini tartıştılar. Daha sonra, zamanla bir hücrenin normal süreçlerini bozabilen ve hücre ölüm sürecini tetikleyebilen DNA’daki mutasyonlara odaklandılar.
Bununla birlikte, bu teori, yaşlı insanların hücrelerinin genellikle mutasyonlarla dolu olmadığı ve mutasyona uğramış hücre yükü daha yüksek olan kişilerin erken yaşlanmadığı gerçeğiyle tutarsızdı.
Böylece Sinclair, genomun epigenom adı verilen başka bir kısmına odaklandı.
Tüm hücreler aynı DNA planına sahip olduğundan, epigenom, deri hücrelerinin deri hücrelerine ve beyin hücrelerinin de beyin hücrelerine dönüşmesini sağlayan şeydir. Epigenomlar bunu, farklı hücrelere hangi genlerin açılıp hangilerinin kapatılacağına dair farklı talimatlar vererek yapar.
“Yaşlanmanın altında yatan sadece hasarın birikmesi değil, hücrelerde kaybolan bilgidir.”
Hücre Sinclair ve ekibi makalelerinde, fareleri hızlandırılmış bir zaman çizelgesinde yaşlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda bu yaşlanmanın etkilerini tersine çevirebileceklerini ve hayvanlara gençliğin bazı biyolojik belirtilerini geri kazandırabileceklerini savunuyorlar.
Bu tersine çevrilebilirlik, yaşlanmanın ana itici güçlerinin DNA’daki mutasyonlar değil, bir şekilde ters giden epigenetik talimatlardaki hatalar olduğu gerçeğini vurgular. Çalışmaların sonuçları Sinclair’in teorisini destekler görünmektedir.
Fareler üzerinde çalışan Sinclair ve ekibi, genç farelerin DNA’sında kırılmalar sağlayarak yaşlanmanın epigenom üzerindeki etkilerini taklit ettiler.
Fareler bu şekilde “yaşlandırıldıktan” sonra, Sinclair birkaç hafta içinde farelerin hastalık belirtileri göstermeye başladığını gördü. Yeniden başlatma işlemi, hücrelere kendilerini yeniden programlama talimatı veren üç geni içeren bir gen terapisi biçiminde yapıldı.
Sinclair, hücrelerin epigenetik geçmişini tamamen silmek istemedi, sadece epigenetik talimatları sıfırlamak için yeniden başlatmanız gerekiyor. Dört faktörden üçünün kullanılması, fareleri tekrar gençleştirmeye yetecek kadar, saati yaklaşık %57 geri döndürdü.
“Kök hücre yapmıyoruz, kimliklerini geri kazanabilmeleri için zamanı geri alıyoruz. Ancak şu anda gerçekten ileri geri yaşlanamayacağımız bir hücre türü bulamadık.”
Ancak bu süreç insanlarda işe yarayacak mı? Sinclair ve ekibi şu anda bu sistemi insan olmayan primatlarda test ediyor. Sistemi laboratuvarda insan nöronları, cilt ve bağ dokusuna katkıda bulunan fibroblast hücreleri ile test ediliyor.
Sinclair, 2020 yılında uyguladıkları bu işlemin yaşa bağlı görme bozuklukları için uygun olduğunu söyledi. Mevcut sonuçlar, sistemin sadece bir doku veya organa değil tüm vücuda uygulanabileceğini göstermektedir. Sinclair, gen terapisinin doğrudan göz bölgesine enjekte edilebildiğinden, insanlarda bu yaşlanmayı tersine çevirmeyi test etmek için ilk şartın göz hastalıkları olacağını söylüyor.
“Vücudun bazı kısımlarını gençleştirmek ve umarım devrim niteliğinde ilaçlar yapmak için bu sistemi kullanabiliriz.”
Bu gelişme, kalp hastalığı gibi kronik durumlar ve hatta Alzheimer gibi nörodejeneratif bozukluklar da dahil olmak üzere birçok hastalığın, bunlara yol açan yaşlanma sürecini tersine çevirerek büyük ölçüde iyileştirilebileceği anlamına gelebilir.
“Yaşlı bir insan gördüğümde, ona artık yaşlı gözüyle bakmıyorum, sadece sisteminin yeniden başlatılması gereken biri olarak bakıyorum. Artık soru, gençleşmenin mümkün olup olmadığı değil, ne zaman olacağıdır.”
haberkaraburun.com.tr